Göz Kapağı Estetiği (Blefaroplasti)

Üst göz kapağı:
Üst göz kapaklarında otuzlu yaşlardan itibaren başlayan derinin esnekliğini kaybetmesi ve bollaşmasına bağlı katlantılar ileri yaşlarda kişinin gözünün önüne sarkarak görüş alanını daraltır düzeylere ulaşabilir. Çoğu kez göz kapakları normal konumda olmalarına karşın üzerinden aşağı sarkan deri parçası nedeniyle hastalar kaşlarını farkında olmadan yukarı kaldırarak görüş alanlarını açık tutmaya çalışırlar. Bu durum da alın kırışıklıklarının artmasına neden olur. Erken dönemdeki şikayetler genellikle estetik kaygılar ve kapak derisindeki katlantının makyaj yapmayı zorlaştırması ile ilgilidir. Bazen derideki bollaşmaya özellikle iç tarafta yağ birikmesi ve torbalanma da eşlik edebilir.
Ameliyat sadece lokal anestezi ile hastayı uyutmadan; lokal anesteziyi uyutucu ve rahatlatıcı ilaçlarla destekleyerek; veya genel anestezi altında yapılabilir. Ameliyat öncesi geride göz kapağının kapanmasını zorlaştırmayacak kadar deri bırakılacak şekilde fazla deri işaretlenir. Ameliyatta gerekli miktarda göz kapağı derisi ve nadiren fazla yağlar çıkarılır. Dikiş hattının çoğu göz kapağı kıvrımındadır, kısa bir parçası ise göz kenarındaki kırışıklıklar doğrultusunda yer alır. Gözlerin üzerine görüşü engellemeyecek şekilde bant yapıştırılır, dikişler beş gün sonra alınır. Göz çevresindeki şişlik ve morluklar genellikle ameliyattan 7-10 gün sonra işe başlamaya elverir düzeye iner.
Alt Göz Kapağı:
Alt göz kapağındaki estetik sorunlar kişiler arasında yaşa ve genetik özelliklere göre farklı şekillerde olabilir; dolayısı ile farklı kişilerde farklı tedavi yöntemlerinin kullanılmasını gerektirir.
Yirmili ve otuzlu yaşlarda başvuran hastaların çoğunda tek veya esas yakınma alt göz kapağındaki torbalardır. Bu torbalara alt kapaktan dışarı doğru bombeleşen yağ dokusu sebep olur ve tedavisi nispeten basit olup kirpiklerin altından veya kapağın iç tarafından yapılan bir kesi ile fıtıklaşan yağların alınmasıdır. Genellikle alt kapak derisinde fazlalık yoktur ve deri çıkarılmaz. Ameliyat lokal veya genel anestezi altında yapılabilir ve iyileşme dönemi üst kapakta olduğu gibidir.
Kırklı yaşlardan itibaren alt kapaktaki torbalanmaya torbanın hemen aşağısında oluşan ve gittikçe belirginleşen oluk-çöküntü eşlik eder. Ellili yaşlardan sonra ilk torbalanmanın altında yanağın üst kısmında ikinci ve daha küçük bir torbalanma da oluşabilir. Bu değişikliklere ilerleyen yaş ile birlikte derideki kırışıklıklar ve sarkmalar da eklenir. Göz altındaki oluk çoğu zaman torbanmanın altında gözü dıştan çereleyen ve torbayı daha belirginleştiren bir hat oluşturur. Bu görünümün esas nedeni yanak dokularının zamanla aşağıya kayması ve göz çevresindeki kemik yapıların kenarını gençlikte olduğu gibi doldurup kapatamamasıdır. Göz kapağı altındaki olukların torbalar içindeki yağ dokusu alınarak giderilmesi mümkün değildir; sadece torba düzeltilmesi yararlı olsa bile gençleştirici ve güzelleştirici etkisi sınırlıdır. Oluklanmanın tedavisi için göz torbalarından veya vucudun başka bir yerinden alınan yağların oluğa doldurulması veya buraya sentetik bir protezin yerleştirilmesi denenmiş ve halen de kullanılmakta olan yöntemlerdir. Bu yöntemler, özellikle de yağ enjeksiyonu, sıklıkla oluk bölgesinde düzensizliğe yol açabilmekte ve yeterli gençleşme ve güzelleşme sağlamamaktadır. En etkili tedavi sorunun esas nedenini çözmeye yönelik olarak sarkmış yanak dokusunu ameliyatla eski yerine, yukarıya taşımaktır. Doğru seçilmiş hastalarda gençleştirici ve güzelleştirici etkisi çok belirgin olan bu ameliyat diğer taraftan daha fazla emek isteyen ve iyileşme dönemi daha uzun olan bir işlemdir. Yanağı yukarı kaldırma işlemi iki yolla yapılabilir; alt göz kapağından veya ağız içi ve şakak bölgelerinden. Alt göz kapağı yaklaşımında kirpiklerin altından yapılan ve bir miktar dışa doğru uzatılan kesi ile yanak bölgesine ulaşılır ve yanağın yumuşak dokuları kemikten ayrılır. Serbestleşmiş yanak dokusu daha yukarıda bir yerde kemiğe tekrar kalıcı dikişlerle tespit edilir. Bu ameliyatta yanak derisi yukarı taşındığı için yanak iç tarafındaki oluklar da düzleşir. Ameliyat sonrası dönem sadece alt göz kapağı torbalarının alınmasına göre daha zor geçer, bunun en önemli nedeni iki aya kadar uzayabilecek yanak bölgesi şişlikleridir. Bu ameliyat bazı kaynaklarda endoskopik yüz gençleştirme ameliyatı olarak anılmaktadır, ancak gerçekte burada endoskop kullanımı gerekli değildir. Yanağın yukarı kaldırılması işlemi ağız içinden girilerek aynı şekilde yumuşak dokuların kemikten ayrılması ve saçların arasında yapılan ikinci kesi ile kulak üzerindeki derin dokulara tespit edilmesi sureti ile de yapılabilir. Bu yöntem de benzer iyileştirici etkiler yaparken, yanak sadece yukarı değil biraz da yana doğru çekildiği için bazı hastalarda elmacık kemiklerini belirginleştirici bir etki de oluşturabilir. İkinci yöntemin avantajları alt göz kapağında kesi olmadığı için nadir de olsa görülebilecek göz kapağının aşağı çekilmesi riskinin ve kapak kenarından dışa uzanan kesi izinin olmamasıdır. Yanak yukarı kaldırıldığında göz altı torbalarının da kendiliğinden ortadan kalktığı sıklıkla gözlemlediğim bir durumdur.
Göz kapağı ameliyatlarında oluşabilecek sorunlar:
Göz kapağı ameliyatlarında görme ile ilgili bir sorun ortaya çıkması son derece uzak bir ihtimal olarak değerlendirilmektedir. Buna karşın kapaktan çıkarılacak deri miktarı iyi hesaplanmazsa üst veya alt göz kapağında sorunlar ortaya çıkabilir. Üst kapaktan fazla deri çıkarılması gözün tam kapanmamasına neden olabilir veya gereğinden az deri çıkarılırsa üst kapaktaki katlantı kısmen devam eder ki her iki durum da iyi planlama ile önlenebilir. Alt göz kapağından çoğu kez deri çıkarmak gerekmemekte, ya da minimal ölçüde çıkarılmaktadır. Bu durumda sorun oluşma riski son derece azdır. Fazla deri çıkarılırsa ve gerekli derin destek dikişleri sağlam olarak yapılmazsa alt kapak yerçekimi ile aşağı sarkabilir. Hafif derecede olduğunda zamanla kendiliğinden iyileşme gösteren bu durum daha fazla deri eksikliği varsa ameliyatla düzeltilmesi gereken bir sorun oluşturabilir.